24 Temmuz 2009 Cuma

ERKEKLİK SEVİYESİ BELİRLEME TESTİ DEĞERLENDİRMESİ

Soru 1. Erkek olduğunuzu gerçekten hissettiğiniz ilk an hangisi oldu?
Eğer a) veya b) şıkkını işaretlediyseniz; sizi uyarmamız gerek: o kadar emin olmayın. Erkeklik biyolojik bir şey değildir. Ya da şöyle diyelim, erkeklik dediğimizde anlaşılan şeyin biyolojiyle, hatta cinsel yönelimlerimizle pek ilgisi yok. Erkeklik, toplumsal bir cinsiyet kimliğidir ve adeta bebeklikten başlayarak üzerimize zorla giydirilmeye çalışılan bir elbisedir. Oyuncaklarımızdan, giysilerimize, arkadaşlarımıza davranışımıza kadar, kimin karar verdiği tam belli olmayan bir “erkeklik kriteri”ne uygun bir “erkek" olmamız için yönlendirilip eğitiliyoruz. Aile, okul, kışla, evlilik derken hep üzerimizde "acaba yeterince erkek miyim?" baskısı ile tıkıştırıldığımız bu hücrede kıvranıp duruyor, acı çekiyoruz; erkeklik icabı acı çektiriyoruz, hatta bu uğurda şiddet uygulayıp, öldürüyoruz. (özellikle c), d) ve e) şıkkını işaretleyenler, aman dikkat). Ama aslında hepimiz çok farklı insanlarız ve içimizdeki bu farklılıklarla barışmak için çok geç değil.

Soru 2. Erkekler tuvaletinde pisuara işerken hemen yanınızda bir başkası da işiyorsa ne hissedersiniz ya da aklınızdan ne geçer?
Ne zor şeydir “erkeklik”. Sürekli bir sınavda gibidir insan: acaba yeterince erkek miyim? Kim daha erkek? Tuvalette bile rahat bırakmaz bu “erkeklik” belası. Hani şu fıkra vardır ya: “rengi tuttu; ama boyu için hala uğraşıyorum” (bilenler bilmeyenlere anlatsın). Acaba bir gün erkeklik yarıştırmayı bırakıp, örneğin penis boyundan endişe etmeyi tarihin çöplüğüne gönderebilsek, omuzlarımızdan ağır bir yük kalkmaz mı? Bu arada, a) şıkkını işaretleyenleri yaydıkları pozitif enerji nedeniyle ayrıca kutluyoruz.

Soru 3. Manava girdiğinizde ilk hangi meyve ya da sebze ilginizi çeker?

Bu sorunun “devlet tıbbı” tarafından “eşcinsel eğilimleri” saptamak için kullanılan gerçek bir test sorusu olduğuna inanabiliyor musunuz? Şöyle denmek isteniyor herhalde: Eğer muz seviyorsanız, üzgünüz. Eğer tüm dikkatiniz patlıcana yöneliyorsa, sizden erkek çıkmaz. Şeftali ya da inciri seçmek elbette “erkeksi” bir zevk meselesidir ve “erkek”ler arasında tartışması olmaz. Kavun ise bazı sapkınlıkların işareti olabilir. Mİ? Yuhhhh! Meyve ve sebzeleri homofobilerine alet edenler utansın diyor ve daha fazla yorum yapmıyoruz.

Soru 4. Aşağıdakilerden hangisi size yanlış geliyor?
Doğru cevap: toplumsal cinsiyet kimliği olarak erkekliğin ta kendisi.

Soru 5. Askerlikle erkeklik arasında sizce nasıl bir bağlantı var?

Maalesef çok doğrudan bir bağlantı var. Militarizm, yani hayatın askeri bir düzenle örgütlenmesi kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk demeden herkesi etkisi altına alıyor; ama özellikle “erkeklik” kavramını sağ kolu olarak başköşeye yerleştiriyor. Çünkü ERKEK, askerlik eğitimi sayesinde katmerli olarak hem ölme ve öldürme kültürü ile donatılıyor, hem de otorite ve hiyerarşiyi toplumun her gözeneğine taşıyan “militarizmin fahri elçiliği” görevini üstlenmiş oluyor. Bizlerin, içine tıkıştırıldığımız bu erkek toplumsal cinsiyet kimliği hapishanesinden kurtulabilmemiz için, çocukluktan itibaren her santimetre küpümüzün bandırıldığı militarizmle hesaplaşmamız kaçınılmazdır. Doğru cevap e) şıkkı olmalıdır.

Soru 6. Hangisini en iyi yaptığınızı düşünüyorsunuz?

Neden bazı işler erkeklere, bazı işler erkek olmayanlara yazılıyor? Hepimiz biliyoruz ki, erkeklik kimliğine sıkı sıkıya sarılanlar ev işlerinin bazılarına fena halde burun kıvırıyorlar. Sanki doğal bir işbölümü varmış gibi. Hayır, bu işbölümü doğal değildir; tamamen bize dayatılan, öğretilen bir şeydir. Üstelik bir insana, cinsiyeti nedeniyle bazı sıkıcı işleri yıkmak, bazı işleri ise “dur, sen erkek olmadığın için yapamazsın” demek, cinsiyetçilik, yani bir çeşit ayrımcılıktır.

Soru 7. Bugüne dek erkek olmayan bir kişiye en az bir kez…
a), b), c), d), e) pek fark etmez: şiddet uyguladınız. Eril şiddet, toplumsal erkek kimliğinin sağladığı sözde meşruiyetin arkasına sığınarak, erkek olmayan birinin canını bilerek ve isteyerek, söz ya da eylemle yakmak demektir. İster bağırın, ister kafa atın, ister dışkınızı hediye edin; davranışızın özü maalesef yine eril şiddettir. Görüntüyü kurtarıyorsunuz diye kendinizi karısını dövenlerden çok farklı zannetmeyin: unutmayın, bazı yaralar içeriye kanar.

Soru 8. Sizce bir erkeğin bir kadına aşağıdakilerden hangisini yapması hoş görülebilir?
Eğer bir insan, bir başka insana onun rızası dışında herhangi bir davranışta bulunuyorsa bu tacizdir. Eğer toplumsal erkek kimliğinizin size, davranışınıza muhatap olanın bazen rızası olup olmadığını göz ardı etme hakkı verdiğini düşünüyorsanız, siz sabık ya da potansiyel bir tacizcisiniz. Biz bu şıklardan hiçbirinin hoş görülemeyeceğini düşünüyoruz. Unutmayın, eğer toplumsal erkek kimliğinizle hesaplaşmak istiyorsanız, ortada hiç gözükmeyen seçenekleri çoğu kez bizzat sizin yaratmanız gerekecektir. Bu durumda doğru cevap f) hiçbiri olacaktır.

Soru 9. Bugüne dek aşağıdakilerden hangisinden korkmuş olabilirsiniz?

Korkmak insanın en doğal duygusal tepkilerinden biridir. Oysa erkeklere korkmak yasaklanmıştır. Korksalar bile, korktuklarını belli edemezler. Aksi halde erkeklikleri yara alır, eksilir. Ama bu ne yaman çelişkidir ki, bu durum onları sürekli korkan kişiler haline getirir: erkekler sürekli, erkekliklerini kaybetme korkusu içinde yaşarlar. Cinsel iktidarsızlıktan korkarlar, “götü kaybetmekten” korkarlar, eşcinsellikten korkarlar (homofobi), transseksüellikten korkarlar (transfobi)… Erkeklik, bir türlü korku tünelinden çıkamamaktır; korkunun esiri olmaktır.

Soru 10. Gecenin geç bir vaktinde ıssız bir sokakta önünüzde uzun saçlı birinin yürüdüğünü fark ettiğinizde aklınızdan ne geçer?
İstediğiniz şıkkı işaretleyebilirsiniz:“normal” bir erkeğin aklından muhtemelen aynen bunlar geçecektir. Ama işte sorun da burada ya… “Normal” olanı bizim midemiz kaldırmıyor. Tam da bu nedenle “Biz Erkek Değiliz” dedik. Eğer siz de böyle diyorsanız; bizimle irtibata geçin. Gelin, içine tıkıştırıldığımız bu toplumsal erkek cinsiyet kimliğimizden, yani “normal”den özgürleşmek için birlikte mücadele edelim. E-mail adresimiz: erkekdegiliz@gmail.com

1 yorum:

Aytuğ Çelik dedi ki...

bence o ''esas olması gereken'' şıkları da yazmalıydınız; bilhassa 10. soruda çok genellenmiş ve bir nevi ön kabul içeren şıklar vardı, bunu yapmazsa bunu yapar şeklinde. Yani açıkçası bence, bu -çok üzgünüm- yanlı test bile bazı -karşı olduğunuz/olduğumuz- şeyleri kaşıyor bu şekilde.
Saygılar